KıZıL - TeBeSiR
  Metinlerin Sınıflandırılması
 

Metinlerin Sınıflandırılması

 

Metinler gerçeklikle ilişkileri, işlevleri ve yazılış amaçları bakımından sınıflandırılırlar. Bu açıdan netinler, sanat metinleri ve öğretici metinler olmak üzere işlevleri bakımından ikiye ayrılır.

Sanat metinlerinde yan anlam değeri taşıyan ve okuyucunun anlayışına, sezgisine bırakılan ifadelere yer verildiğini, mecazlı ifadeler kullanıldığını böylece anlatıma çağrışım ve duygu değeri kazandırarak okuyucunun yeni ve farklı anlamlar çıkarabildiğini görüyoruz. Sanat metinlerinde gerçekliğin dönüştürülmesi söz konusudur.

 

 

Bu bölümden tam yararlanmak için aşağıdaki sayfalar size yardımcı olabilir:

 

 

» Öğretici Metinler » Edebi (Sanat) Metinler
» Edebi Türler » Nazım Biçimleri

 

 

Canlıların çevrelerinde bulunan unsurların sınıflandırılması, insanın yeryüzünde ortaya çıkışından daha eskidir. Zira hayvanlar bile çevrelerinde bulunan objeleri besinler, besin olmayanlar, düşmanlar, rakipler, eşler vs. şeklinde bir gruplandırma yaparak tanırlar. Sınıflandırmanın tarihi Eski Yunan’a kadar uzanır. Eski Yunan bilginlerinden Hippocrates (M.Ö. 460-377), ilk olarak hayvan türlerini saymıştır. Ancak sınıflandırmaya ait bilinen en eski çalışma Yunan filozof Aristoteles(M.Ö.354-291) tarafından yapılmıştır. Aristoteles yapmış olduğu sınıflandırmada “hava, kara ve su” gibi canlıların yaşam ortamlarını temel olarak almıştır.

Bilim adamları, canlı ve cansız varlıklar hakkında sistemli ve yeterli bir bilgiye sahip olmak ve dolayısıyla canlı ve cansız varlıklar hakkındaki karışıklığı gidermek için sınıflandırmaya ihtiyaç duymuşlardır. İşte sınıflandırma yapılmamış olsaydı birçok canlı ile İlgili bilginin gelecek kuşaklara aktarılması da söz konusu olmayabilirdi. Günümüzde bilimin her kolunda ilerleme kaydedilmesinin nedeni, işte bu sınıflandırma yönteminin oldukça gelişmiş olması ve daha da geliştirilmesine yoğun bir şekilde devam edilmesidir. Çünkü sınıflandırılamayan şeyler anlamsızdır; tanımlanması, değerlendirilmesi, yargılanması ve diğerlerine iletilmesi mümkün değildir. Bu nedenle sınıflandırılamayan ve adlandırılamayan şeyler sosyal gerçekliğimizin bir parçası olmaz. Sınıflandırma ve adlandırma ‘şeyleri’ tanıdık hale sokar ve anlam ve önem kazandırır.

Sınıflandırmada dikkate alınacak belli başlı kurallar şu şekilde sıralanabilir:
a. Sınıfları ayıklamak ya da öbeklemek için, her adımda yalnızca tek bir ilke kullanılabilir.
b. Sınıflama ya da bölmenin adımlarında, hiçbir grup ya da sınıfın atlanmamış olmasına dikkat edilmelidir.
c. Hiçbir ara adım unutulmamalıdır.

 
  Bugün 10 ziyaretçi (17 klik) kişi burdaydı! ___BİLGİ PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALIR___  
 
page counter > Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol